Biliyoruz, yarım asra yaklaşan bir tarihin önünde yürümek gibi büyük bir iddiaya sahibiz. Bu iddianın özüne uygun somut bir pratiğin başarıya ulaşması kendiliğinden asla gerçekleşmeyecek.
Dahası, son 20 yılda “Hades’in ahırı” gibi bizi bekleyen, yığınakta birikmiş ve temizlik gerektiren onca “iş” var. Devamında “Yeniden İnşa” olarak tanımlanan sürecin ihtiyaç duyduğu, somut koşulların somut tahliline dayalı, verili durumda sınıf mücadelesinin öznel ve nesnel cephede önümüze çıkardığı çoklu sorunların MLM temelinde kolektif bir düşün ve eylem süreciyle iç içe örülmesini zorunlu kılan ciddi, zahmetli bir görev de duruyor.
Mevcut durumda doğru bir geçmiş tarih okuması, deyim yerindeyse bu okumadan, gerçek somut verilere dayalı sonuçlar üzerinden tasnif edilecek “kaza tespit raporu” ve buradan süzülen birikimle çözüm gücünü ortaya çıkartacak Yeniden İnşa sürecinin yol haritasının çıkarılması, üzerinden atlanıp geçilemeyecek kadar zorlu bir engel olarak önümüzde duruyor.
Öncü’nün birinci genel oturumunda onaylanan ve 2000 öncesi tüm tarihimizi olumlu ve olumsuz yönleriyle muhasebe eden belgenin kestiği dönemden bugüne kadar geçen çeyrek asırlık süreç, aynı MLM perspektif ve ideolojik ölçütlerle değerlendirilmesi adeta bağıra bağıra bizleri beklemektedir.
Gerek geleneğin tüm parçalarının sağdan ve soldan muzdarip olduğu, toplamda geçmişin üzerinden atlayan, günü kurtarmaya dönük kendiliğindenci siyaset tarzı; gerekse de sınıf mücadelesinde kendini tekrar eden, bir türlü politik devrimciliğin ötesine geçemeyen, ideolojik bütüncül bir konsepte kendini sıçratamayan, olayların ve konjonktürün peşinden sürüklenen her türden oportünist iradesizliği aşacak bir yönelime topyekûn girip söylemle eylem arasındaki makası kapatmamız gerekiyor.
Uzun geri çekilme ve yenilgi yıllarının kanıksanmış alışkanlıklarıyla eşgüdümlü, genel devrimci hareketin yaşadığı irtifa kaybı da Yeniden İnşa için kolları sıvayanlar açısından oldukça ciddi dezavantajlar ve zorluklar çıkarmaktadır.
Bu tespitleri yaptığımız yerde kendimizi, bizlerin de içinden geldiği bu genel tablodan şimdilik düşünsel düzeyde ayırmış oluyoruz. Ama işimiz tam da burada başlıyor. Zira biz de bu genel tablonun içinden doğmuş, doğduğumuz tarihsel rahmin düşünce yöntemiyle ve pratik alışkanlıklarıyla sakatlanmış bir gerçeklikten muzdarip durumdayız.
Hasta olduğunu kabul etmeyenler asla iyileşemezler.
Kendi gerçekliğimizi bu bağlamda doğru okuyup, niteliksel bir kopuş, güçlü bir hamle ve doğru bir başlangıçla güdümlü takip edilecek rotayı tutturmak; tarif ettiğimiz gelenek ve devrimci harekete sirayet etmiş zaafların dışında bulunmadığımız gerçekliğimizi kabul edip, bununla derinlikli hesaplaşmayı esas almamız gerekiyor.
Bu zorunluluğu bilince çıkardığımız noktada bağlı olduğumuz hata, yetmezlik, zaaf ve olumsuzluklarımız karşısında bilincimizi özgürleştirip, MLM devrim bilimiyle ayrımlarımızı kendi ideolojik-politik net hatlarımızla ortaya koyup, engelleyen, tutan, geriye çeken bağlı bulunduğumuz söz konusu tüm ideolojik, politik, örgütsel zincirlerimizi kırarız.
Temel sorun, ’72 Nisan kodlarına uyumlu, güne de cevap olan ideolojik, politik, örgütsel bir hamleyi sağlayacak irade ve eylem gücüyle bütünlüklü Maoist Parti olma niteliğini adım adım inşa edip sınıf savaşında olmamız gereken yeri yakalayan bir silkiniş, doğruluş ve yönelimi başarmaktır.
Bunu başarmanın yolu, adları ve programları ayrı olsa da aynı kendiliğindenci pratikte buluşan devrimci hareketin oportünist konumlanmasıyla benzer bir “kendinden memnuniyetle günü kurtarma çözümsüzlüğünde” ısrar etmek değil, aksine buradan çıkmaktır.
Çıkış yolu, bugün tam da ’72 Maoist devrim bilimi, aklı, eylemi ve hamlesiyle; el yakan, yoran, korkutan, durduran, hatta kaçırtan tüm birikmiş ideolojik, politik, örgütsel sorunlara radikal temelde saldırmaktan geçiyor.
Soru: Buna var mıyız? Varsak ne kadar varız? Verdiğimiz cevaba uygun samimi bir yaklaşımda ısrarcı mıyız?
Unutmayalım, bu zorlu sürecin büyük görevlerinin kaldıracı bu “küçük” cevaplarda saklıdır.
Ya verili durumda biz bu devrimci savaşın önündeki sorunları çözüp Halk Kurtuluş Savaşı’nı zafere taşıyacak, bu yolun üzerindeki sorunları çözeceğiz; ya da tersi durumda biz de tasfiyeciliğin yeni mamulü olarak çözülüp tarihin politik mezarlığındaki yerimizi alacağız.
Burada alınacak tavır, girilecek MLM rota, bunda ısrar; çözülmeye karşı yeniden ayağa dikilmenin, sahip çıkılan tarihi mirasın bizlerden beklediği görev ve sorumluluğa hazır olduğumuz anlamına gelecektir. Dahası, bükülen yolun, sapılan doğrultunun, başlangıç ayarlarına uygun olarak, doğru bilinç ve eylem temelinde yeniden tutturulmasına; buna öncülük yapacak berrak, rafine ideolojik duruşun dışavurumu olacaktır.
Bilinir, kaybettiğini kabul edenler kazanmak için tarihsel deneyimlerin aydınlatan, donatan öğretisiyle yeniden başlarlar. Kabul etmeyenler çoktan zaferlere sırtını dönmüştür. Yaptıkları patinajın rutin tekrarında, tüm iyi niyetlerine rağmen kendilerini ve halkı kandırmaktadırlar. Bizler kanan ve kandıran olmak istemiyoruz.
Her birimiz düşmana karşı politik devrimcilik sınavından geçmiş yoldaşlarız. Türkiye-Kuzey Kürdistan devrimci hareketi politik devrimciliğin hakkını layıkıyla, fazlasıyla vermiştir. ’72 kuruluşu, ’87 ve Tarihi Muhasebe’yi sentezleyen 2002 oturumunu saymazsak tarihimiz, ideolojik devrimcilikle politik devrimciliğin iç içe geçtiği—daha net söyleyecek olursak—MLM ve anti-ML hattın birbirini kestiği bir süreç olarak yaşanmıştır.
Bu tarihsel bilinç ve güncel sorumlu hazırlık, tasfiyeci yılların biriktirdiği ciddi ideolojik, politik, örgütsel görevlerin doğru tespit edilerek çözümlerine dair kolektif kenetlenmeyi zorunlu kılar. Bu bağlamda bizleri kurtaracak olan Maoist “mehdiler”, “dahiler” değil, bu kolektif kenetleniştir.
Öyleyse doğru soruları birlikte soracak, doğru cevapları veren çözüm emeği-mesaisine hep birlikte aklımızı ve kollarımızı sıvayacağız.
Peki, nereden başlamalıyız?
Kısa cevaplarına bir sonraki yazıda değineceğimiz temel başlıkları şu şekilde sıralayabiliriz:
- Birinci Muhasebe’den bugüne uzanan sürecin bütünlüklü değerlendirilip ikinci Muhasebe’nin yapılması.
- Maoist Parti anlayışı ve önderlik bilincinin berrak bir tarzda yeniden netleştirilip doğru-yanlış diyalektiği üzerinden MLM esasları ekseninde sentezlenmesi.
- Halk Savaşı’nın bütünlüklü politik-askeri bir çizgi olarak, güne cevap olan bütün yönleriyle yeniden ele alınıp somut koşulların somut tahlili temelinde netleştirilmesi.
- Geçmiş sosyalist tarihin birinci dalgasının zafer ve yenilgi koşullarının derinlikli incelenerek doğru sonuçlara ulaşılması; gelecek sosyalizm perspektifinin programsal düzeyde güçlü ifade düzeyinde deklare edilmesi.
- Uluslararası Komünist Hareket’in Enternasyonal örgütlenme tarihinin MLM devrim bilimi bilinciyle değerlendirilip ilkeler ve pratikler üzerinden doğruları ve hataları tasnif edecek rafine ideolojik bir araştırma ve incelemeyle bir kez daha ele alınması.
- Tek ülkede sosyalizm, bölgesel devrimler, ilişki ve çelişki zorunluluğu; buna dayanan olasılıklar ve sonuçlar üzerinden tarihsel ve güncel açıdan ele alınıp sonuca gidilmesi.
- “Emperyalizm ve Proleter Devrimler Çağı”nda bugünkü durum. Temel tarihsel nitelik ve yeni uluslararası ekonomik işbölümüne dayalı ortaya çıkan özgünlükler. İşçi sınıfının tarihsel rolü, güncel durumu ve örgütlenme sorunları.
- Günümüzde ulusal hareketlerin, kadın, gençlik, ekolojik cephedeki toplumsal çelişki ve dinamiklerin tahlili; buradan çıkan sonuçlara dayalı perspektif ve örgütlenme sorunları.
Muhakkak bu sıralananların dışında eksik kalan başka tartışma başlıkları da vardır. Ancak esası bu eksende bir araya gelen bu başat sorulara doğru, nitelikli cevaplar arayan Maoist kolektif toplam yoldaş aklı, verili durumda buzu kırıp yolu açacaktır.
Devrimci Halk Savaşı rotası üzerinde, Kaypakkayacı tarihin önünde yürüyen bu toplam yoldaş aklı; sıralı tarihsel sorulara vereceği güncel cevapların düşünsel ve eylemsel gücü ve enerjisiyle ’72’den bugüne güdümlü olduğu hedeflere doğru cesur adımlarla yürüyerek zafere doğru adımlarını atmaya devam edecektir.
Sercan AYDIN





